Bu Blogda Ara

28 Şubat 2015 Cumartesi

Çöpe Gidenler


Merhaba yeniden, 
Şubat'ın son günü olunca bir süredir yazmayı düşündüğüm bitirdiğim ya da kullanım süresi dolduğu için çöpe giden ürünlere sıra geldi. 

Liste biraz uzun. Haydi başlayalım. 

Ilk olarak yazısını da Yazdığım wellness and beauty markasının deniz tuzlu Zeytinyağı ve Yeşilçay Özlü peeling var. Bu peeling bundan sonra hep alınacaklar arasında. Çok sevdim. 13 Liraya Rossmann da satılıyor. Buldukça tekrar alacağım. Banyoda müthiş rahatlatıyor ve içindeki Zeytinyağı sayesinde cilt yumuşacık oluyor. Şiddetle tavsiye ediyorum. 

Ikinci olarak bir saç maskesi. Gliss markasının ultimate repair saç bakım maskesi sadece 1 dakika bekleterek bakım uygulamayı vaad ediyor. Ben bu ürünü yıllardır ara ara alır kullanır sıkılınca değiştirir ama sonra yine alırım. Saç kremi gibi kullanıyorum. Kokusu biraz yoğun. Yaz aylarında biraz ağır geliyor. Ama kış için severek tavsiye ederim. Şans verilesi bir ürün. 

 Üçüncü sırada kokusu dışında severek kullandığım yapısına bayıldığım yumuşacık mat ile satin arası bir kahve-pembe ruj. Golden rose siyah kapak 117 numara. Hala üretiliyor mu bilmiyorum. Ben alalı bir yıl oldu sanırım. Kokusu biraz ağır. Tipik anne ruju kokusu. Ama çabuk geçiyor. Her makyaja hemen hemen gidecek bir renk. Tekrar alınası bir ruj. 

Dördüncü sırada bir göz kremi var. Yazısını da yazmıştım. Detaylı olarak okuyabilirsiniz. Nemlendirmesi normal. Yaşlanma Karşıtı dese de benim öyle bir gözlemim olmadı. Gerçi bende ki 5 ml si. Şimdi kiehls markasının göz kremine başladım. Ona göre nemlendirmesi az. Daha önceden sebamed markasının göz kremini kullanmıştım. Bence o krem ile yakınlar. Clinique super defense göz Çevresi kremi malesef beni çok da etkilemedi. Ama kullanımı tüplü olduğu için kullanışlı. Onu da belirtmeden geçmeyeyim. 

Beşinci olarak the balm markasının transparan pudrası ve schwing eyeliner'ı. Ikisi de tekrar alınacaklar. Yazılarını yine yazmıştım. Pudra transparan haliyle Sıfır kapatıcı. Ama incecik yapısı asla cakey dediğimiz çok sürmekten kaynaklanan görüntüyü vermiyor. Ayrıca gerçekten uzun süre yağlanma sorunu ile mücadele ediyor. Elimdeki pudraları bitirince tekrar alacagım. Indirim zamanı 25 lira olması lazım. Schwing eyeliner da yine tekrar alınacaklardan. Simsiyah ve sürümü çok kolay. Tek dezavantajı yağlı göz kapaklarına sahipseniz üst kısımda iz bırakıyor. Ama onu da far bazı ile çözebilirsiniz. Fiyatını hatırlayamıyorum. Çok önceden indirim zamanı yedeklemiştim. Bu marka Gratislerde satılıyor. 

Altıncı sırada maskaralar var. Maybelline go colossal volume sarı maskarasına aşığım. Simsiyah, kolay çıkarılıyor ve dolgunlaştırıyor ve fiyatı 13 liraydı indirimde. Diğer maskara ise avon big & daring maskarası. Çok topaklanıyor, çok zor çıkarılıyor. Gunün sonuna doğru dökülüyor. Ben hiç sevmedim. Ayrıca 3 ay gibi bir kullanım süresi ile hiç mantıklı gelmedi bana. Tekrar almayacağım bir maskara. 



Yedinci sırada Parmex aseton var. Ben başka asetonları sevemiyorum. Benim için tek. Hızlı çıkarıyor. Ve son damlaya kadar etkisi aynı. Bir çok aldığım aseton hep sonlarına doğru ojeyi çıkarmıyor. Oysa bu hep aynı performans. Fiyatı da 3 Lira. Her yerde bulabilirsiniz. 
 
 

Ve son ürün ise yine clinique markasının yüz temizleme jeli. Kutusunu atmışım malesef. Sevmedim malesef. Dalin bile tek başına daha başarılı. Köpürmüyor ve kokusu çok yoğun bir kimyasal gibi. Clinique kokuları hep benzerdir aslında ama bundaki daha Baskın. Tekrar almam. 


Ve bitti. Biraz uzun bir yazı oldu sanırım. Umarım sıkmadım. Siz en son neyi bitirdiniz? Memnun kaldınız mı? Yazarsanız bende belki deneyecek yeni bişeyler keşfederim. Sevgilerimle... 



24 Şubat 2015 Salı

Mac - Dare You

Merhaba yine yeniden, 
Bugün uzun zamandır elimde olan ve kışa çok yakıştırdığım bir rujdan bahsedeceğim. 
Mac'in creme sheen serisinden olan bu kiremit rengi diyeceğim ruju özellikle içinde bulundurduğu kahve tonları yüzünden aldım. Bordo rujlarımın genelde mavi tonlar içerdiğini farketmem ve bu yılın rengi olan marsala rengini çok sevmem sonucu bu ruju aldım. Aslında çok sürpriz oldu çünkü hiç düşünmediğim bir rujdu. Diva rengini denediğimde çok fazla iddialı geldi. Ve fazla mat. Akşama uysa da günlük kullanıma uyacak biraz daha soft bir renk aradığımı farkedince mac mağazasında bu rengi önerdiler. Dokusu yumuşacık, oldukça parlak ve kremsi bir yapısı var. 2-3 saat kadar ancak kalıyor ama yumuşak yapısı tazelemek de hiç sorun çıkarmıyor. Aklım tabiki hala Diva ve Ruby Roo da. Ama yine de ben bu ruju aldığıma çok memnunum.


Işıktan dolayı içinde pembelik gibi var gibi görünse de kesinlikle yok. Sıcak bir renk. Hataları da belli etmiyor, kurutmuyor. Fiyatı 55 Lira. İnternetten ya da mağazalardan alabilirsiniz. 

Ben gün içinde kullanacaksam sade makyajlarla da kullandım koyu renklerle de kullandım. Sadece allık olarak genelde bronzer tercih ettim. 

Bloğa üye olursanız ve yorumlarınızı yazarsanız çok mutlu olurum. Hoşça kalın. 

 

Kafamda Bir Tuhaflık - Orhan Pamuk

Merhaba, 
Yine bir kitap yazısı. Orhan Pamuk 2014 Aralık ayında yeni bir kitap yayımladı. Kafamda bir tuhaflık. Daha öncesinde Cevdet Bey ve Oğulları isimli romanını okumuş ve malesef Orhan Pamuk konusunda korkak hissediyordum. Gerçekten çok ağır gelmişti. Bitirdim o kitabı ama resmen yorulmuştum. Sonra kitap okumayı alışkanlık haline getirmiş bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine bu kitabına cesaret ettim. 
Kitabın kapağı aslında tüm romanı resmediyor. Eski sokakları andırmıştı bana yanılmamışım kitapta eski Türk filmleri tadında. Boza satıcısı Mevlüt'ün hayatı, hayalleri, bakış açısı, arkadaşları ve akrabaları... Ben bu kitabı okurken bazı yerlerde çok dertlendim. Bazen çok üzüldüm. Sonra Mevlüt'ün hayata karşı bakış açısından çok etkilendim. Bazen de kızdım Mevlüt'e. Anlayacağınız kitap sizi içine alıyor. 
Kısaca fıkra gibi kulağa gelen Mevlüt'ün başına gelen talihsiz talihten bahsetmek isterim. Mevlüt'ün hikayesi bitmez de en Kafamı karıştıran kısım diyelim. 

Aşıktır Mevlüt. Ama kime? Aslında semiha'ya. Oysa adını rayiha sanır. Neden mi? Ah o amcasının oğlunun küçük hesapları yok mu? Ferhat vardır bir de. Önce sadece yardım eder. Ama sonra işler karışır...

"Mevlüt mektupları semiha'ya yazmak ister, yazamaz. Ferhat yazar. Ama mektuplar Rayiha'ya gider. Sonra Mevlüt Semiha diye Rayiha'yı kaçırır. Mutlu olurlar. Sonra da Ferhat semiha'yı kaçırır. Sonra herkes durumu öğrenir. Peki ya Mektuplar, yazdıran Mevlüt'e mi yoksa yazan Ferhat'ı mı temsil ediyor. 
Ya mektuplar kime? Semiha'ya mı Rayiha'ya mı ait? 
"Kafamda bir tuhaflık var"

Ve sonra kitap bitmez... Daha ortasındasın. Ne mi oluyor sonra? Gerisi kitapta. 

Biraz uzun ve yavaş ilerleyen bir kitap, (466 sayfa) ama Orhan Pamuk biraz siyasete girmiş, biraz istanbul hayatına, biraz 80 lere, biraz da aşka dokunmuş. Kısaca hayatı kaleme almış. Göçle istanbula gelen, gecekondu ile başlayıp apartmana geçen aileler... 

Sık sık da bazen kelimesi kullanılmış. Ama "bazan" yazılarak. Ben bu kelimeyi de bu romana çok yakıştırdım. Iyi okumalar... Sevgilerimle. 

22 Şubat 2015 Pazar

Real Techniques Makyaj Süngeri

iyi akşamlar, 
Pazar ile birlikte haftasonu geride kaldı ve her zamanki rutin pazar günü temizliğini de yaptığıma göre bir haftadır her gün kullandığım ve yazmak için daha fazla beklemeyeceğim yeni makyaj yardımcım makyaj süngerinden bahsedeceğim. 

Aslında İndirimden makyaj süngeri, parmex aseton ve watsons siyah nokta bantlarını aldım. Makyaj süngerini indirimde olduğu için (17TL) sırf meraktan aldım.  Kullanmak için de bi kaç gün bekledim. Çok sabırsızlanmadığımda buradan belli. Ama! Yanılmışım. Bayıldım. 



Kullanırken süngeri su dolu bir kapta biraz bekletip iyice sıkıyoruz.  Kutusu içinde bir de mini kap çıkıyor. Ben bunu atmamıştım çok da iyi olmuş. Çünkü süngeri kullanırken çok yardımcı oluyor. Stand gibi kullanıyorum. Size de tavsiyem kutusunu da içinden çıkan minik kabı da atmayın. Ve ben o nemli halindeyken buna yerleştiriyorum. Böylede nemli olan yüzeyi başka bir yere değmemiş oluyor. 
Önce çok zahmetli gibi gelse de cc kremi cildime yaymasını düşünürsek çok da Gözüme görünmüyor artık. Malum likit ürünlerin en büyük sıkıntısı ellerimize bulaşması ya da fırça izi kalması. Oysa bu süngerde kesinlikle öyle bir durum yok. Ayrıca ıslatıp uyguladığımız için sanırım bana daha doğal ve hafif bir his verdi. Sanki ürünü biraz daha inceltmiş gibi geldi. Ve benim kullandığım cc krem (pure beauty) fırça izi yapmaya çok müsait bir üründü. Sırf bu yüzden bile pudra ile sabitlemek şarttı. Ama şimdi sadece makyajın cildimde uzun süre kalmasını istediğim zamanlarda ya da sadece parlamasın diye t bölgeme uyguluyorum. 
Gördüğünüz gibi Sünger hafif yumurta gibi dursa da ben en çok düz olan yüzeyini kullanıyorum. Önce parmaklarımla yüzüme dağıttığım ürüne tampon hareketler yaparak tüm yüzüme yayıyorum. Ayrıca göz altı kapatıcısı içinde uygun deniyor. Yani onun için bana biraz büyük geldi çok tercih etmedim ama genel olarak çok sevdim. Sadece bir kaç eksisi var. Gerçi ben şimdilik bunları önemsemiyorum ama yazmam gerek yine de. 
Öncelikle ürünü kullanmak biraz zahmetli. Yani ıslatmak, sıkmak zor gelebilir. Ikinci olarak üzerinde en fazla 3 kullanım sonra yıkayınız yazıyor. Bence de doğru. Ben en fazla iki defa kullandım sonra yıkadım. Yıkaması kolay aslında fırçanız için kullandığınız ürünleri yine bunda da kullanıyorsunuz. Eğer ürünleriniz suya dayanıklı değil ise dalin bebe Şampuanı hemencecik çıkarıyor. Yine standa koyup kurumasını bekliyorum. 
Fazla Yıkama gerektiği için hızlı yıpranacak gibi hissediyorum. Yani çok ekonomik bir ürün sayılmaz. Bir fırçanın ömrüne göre çok daha kısa ömürlü gibi. Çok fazla ürün emiyor. Fırça ile bir minik parça sürerken bu Süngeri kullandığımda ikiye çıkarmam gerekiyor. Elinizde bitirmek istediğiniz ürün varsa Sünger ile deneyin. Ama kıyamadığımız bir fondoten varsa bir daha düşünün derim. 
Yani eksi yönleri benim gözlemlediklerim bu şekilde. 

Ben indirim gördükçe depolamayı ve başka markalarında süngerlerini denemeyi düşünüyorum. Inanılmaz güzel bir his. No makeup makyajı sevenler bayılacaktır. Asla yüzünüzde çok fazla ürün varmış gibi durmuyor. 

Benim söyleyeceklerim bu kadar. Eğer Önerileriniz varsa ya da deneyimleriniz yazın lütfen. Duymayı çok isterim. Haftamız güzel geçsin. Sevgi ile kalın. 

19 Şubat 2015 Perşembe

Şemspare - Elif Şafak

İyi akşamlar,
Bugün ne zamandır aklımda olan bir başka yazı dizisine başlıyorum. Bu yazı dizisini aslında öncelik olarak kendim için sonra da benim gibi kitap okumayı seven, araştıran, bazen kitaplardan soğuyan bazen de kana kana kitap okuyanlar için yazıyorum.

Ve ilk bahsedeceğim kitap; Şemspare...

Elif Şafak'ın bir kaç kitabı hariç çoğu kitabını severek okumuşumdur. Ve tam anlamıyla roman seven biriyimdir. Kurgu olmalı, hatta uzun olmalı kitap, okudukça sarmalı içine çekmeli beni. Ancak bu kitap 2-3 sayfadan oluşan küçük küçük anılardan oluşmakta... O yüzden uzun süre alıp almamak konusunda kararsızdım aslında.

Ama Duygu'nun doğum günümde hediye etmesi ile sahip olduğum bu kitaba Ankara'ya giderken otobüste başladım. (Kitap ne güzel hediyedir değil mi?)

Kitabın apağı ile ilgili birçok sansasyonel haberler çıksa da bence gayet güzel görünüyor. Gelelim içine;
Hani kısa zamanlarda minik minik okumak isterseniz, ya da uyumadan önce okuyabileceğiniz daha çok başucu kitabı ya da çantada dursun diyeceğiniz zamanlara uyan bir kitap.

Bazı hikayeler hem çok şaşırtıyor hem de bazen güldürüp bazen de hüzünlendiriyor.

Bir kaç hikayede Elif Şafak'ın kendini fazla anlattığını, savunduğunu hissetsem de genel olarak okumaktan zevk aldım...


Toplamda 278 sayfa olan bu kitap ilk Haziran 2012'de yayımlanmış. Ve şu an fiyatı arkasında 15 Lira olarak görünüyor.



Ayrıca Kutlukhan Perker'e ait hemen hemen her hikaye de illüstrasyonlara yer verilmesi de kitabı zenginleştirmiş.


Kitabın içinden....

Hep bile bile lades kimi sevdalar.

Bazen aşka dokunmuş Elif Şafak, bazen edebiyata, bazen televizyona, bazen kadınlara, bazen erkeklere...

Ama Elif ŞAFAK bence en çok aşka dokunsun, aşkı yazsın...

Bir başka kitapta görüşmek üzere...
Okudukça yazacağım... 


En çok etkilendiğin kitap en son hangisiydi? Duymayı çok isterim, sevgiler...

17 Şubat 2015 Salı

Bir Kadından...

Merhaba...


Yazmak istiyorum, sürekli anlatmak... Sormak istiyorum "Nasıl değişir bu dünya?"

Şiddet sadece vurmak mı? Canını acıtmak mı? Nedir şiddet?

Şiddet gücünü kullanarak istediğini yaptırmaktır bence... Eğer aynı şartlarda olduğumda yapmayacağımı, yaptırıyorsan şiddet uyguluyorsun...
Gözle görüleni var, görülmeyeni var... Lütfen şeklindesi var, hadi ulan şeklindesi var... Malesefki, en zorbasına, en insanlık dışısına Özgecan canımız maruz kaldı... Malesef şimdi onun için çok geç oldu... Ben bunun cezası nasıl oluru henüz bulamadım... Bence bunun cezası yok... Kısası yok...

Ben bir öğretmenim, bir evladım, bir ablayım, bir arkadaşım ve her şeyden öte bir kadınım...
Ama olamıyorum, bu saydıklarımın hiç biri olamıyorum... Dışarı çıkıyorum, yolda yürürken herkese sormak istiyorum... Neden yapılır böyle bişey? Aman diyene, yapma diyene neden yapılır?

Çok acılıyım, çok üzgünüm, çok kırgınım, çok kızgınım... İsyan etmek istiyorum ama kime neye? İşte onu bilmiyorum...

Diyorlar ki "dışarı çıkmaya korkuyorum" Hayır, korkmuyorum... Bunun çözümü bu olmamalı.. Aksine daha çok dışarıda olalım... Kadınları her yerde daha çok görelim... Markette, işte, sokakta, pazarda, otobüste, trende, MECLİSte... Heryerde...

Başka türlü olmasın nolur...

Evleneceğim adam kadına, çocuğa, bireye saygı duyacak...
Oğlum, insanları sevecek ve onlara saygı duyacak...

Neden biliyor musun? Çünkü ben saygı duyuyorum, saygı duyacağım...
Ben insanları seviyorum, çocuğum da sevecek...

Lütfen beylik lafları bir tarafa bırakın artık... Sevgi dolu, saygılı çocuklar yetiştimek için onlara nasıl olmaları gerektiğini söylemeyin, onlara gösterin....


Sevgili Özgecan Aslan, hayat belki devam edecek ama sen hep dualarımda olacaksın... Ailene sabır diliyorum. Işıklar içinde uyu....

Bir minicik kız çocuğu duruyor orada hala...
Anlatamam gördüklerimi o neşeli çocuğa...



11 Şubat 2015 Çarşamba

Mac Palet Oluşturma Yazısı

Merhaba hepinize,
Yine yağmurlu bir gün ve yine yazı zamanı... Sizlere bugün mac palet oluşturma yazısı yazmaya karar verdim. Uzun zamandır bir palet oluşturmayı planlıyorum, ancak genel olarak hem elimdeki farlar ve Mersin- Adana'da bir mac mağazasının olmamasından dolayı Ankara ziyaretime de başlangıç yaptım.
O zaman haydi Tunalı MAc mağazsındaki deneyimlerimden başlayalım. Öncelik olarak neden 15 li bir palet ile başladığımdan bahsedeyim. Mac mağazalarında tek tek alabileceğiniz refil dediğimiz sadece far ve minik haznesinin en güzel yönü, istediğinizi seçebilmeniz. İstrseniz tamamen ışıltılı, ister tamamen koyu, ister tamamen mat veya açık renkler, ya da tamamen karışık renklerden seçebilmeniz.... Yelpaze o kadar geniş ki herşey sizin zevkinize kalmış... Paletler ise kili dörtlü ya da on beşli şeklinde satılıyor. Açıkçası ben en büyüğünü aldım, çünkü zamanla kullandıkça ihtiyacım oldukça doldurmak istiyorum ve tekrar tekar palet almak istemedim. Hepsinin bir arada olması ayrıca daha derli toplu geliyor.

Mağazada isterseniz çoktan doldurulmuş 15 li paletlerden alabilirsiniz, bunlar genel de toprak renkleri barındıran kullanışlı görünüyor ancak bittiğinde yenisini alıp yerleştiremiyormuşuz. Eh o zaman bana çok da pratik gelmedi. Bu şekilde dolu paletlerin fiyatları 400-500 Lira civarındaydı.

Gelelim benim gibi ayrı ayrı alıp keyfinize göre doldurmak isterseniz alınacaklara:


Palet iki kısımdan oluşuyor. Öncelik olarak cam kapaklı tabanı kendinden mıknatıslı siyah palet.

Bu palet standart boy. fiyatı tek başına 40 Lira. Ayrıca içerisine minik farlarınız için bölmeler almanızı öneriyorlar ki daha sağlam dursunlar. Bu kısım ayrı satılıyor o da 20 Lira.







İç içine geçirmek çok kolay. Tak çıkar şeklinde. Ve tek tek keyfinize göre aldığınız refil farlarınızı rahatlıkla yerleştirebilirsiniz


Ben ilk olarak iki renk ile başladım. Yavaş yavaş doldurmayı düşünüyorum. Birden acele davranmak istemedim. 




Tabi siz illaki içine mac ten aldığınız farları koymayabilirsiniz. Sadece paleti alıp içinde başka markalardan allık ve farları depot yöntemi ile çıkartıp bir arada durmaları için birleştiredeblirsiniz.

Gördüğünüz gibi bölme olmadan da kullanılabilir. Özellikle bitirmek istediğiniz far ve allıklar için bir arada durmaları için ya da kapağı kırılan ürünlerinizi saklamak için de kullanabilirsiniz. Ayrıca bildiğim kadarıyla make up forever markasının da bu şekilde paleti ve farları alınıyor. Aslında yurt dışında hemen hemen her markanın mevcut denilebilir ama ulaşılabilirlik adına ben bu iki markayı biliyorum. 

Son olarak bu far paletini ortalama bir refil mac farın 40 Lira olduğunu düşünürsek 600 Lira far, 60 Lira palet fiyatını da eklersek 660 Liraya oluşturabilirsiniz. Yazının başında belirttiğim kendinden doldurulmuş olanlara göre biraz daha pahalı gibi görünse de uzun vade de bu far paletinin bittikçe alabilmemizi ya da değiştirebilmemizi düşünecek olursak bence daha mantıklı. 

Yazıyı okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Eğer mutlaka almalısın çok seveceksin dediğiniz önerileriniz varsa da yazarsanız çok sevinirim. Sevgiler...

Paletin içinde yer alan farların isimleri; sable ve expensive pink.

Sable farının detaylı yazısını da okumak isterseniz;  hemen burada.


9 Şubat 2015 Pazartesi

Mac Sable Far

Günaydın hepinize, 
Bugün sizlere macten yaptığım alışveriş sırasında aldığım bir fardan bahsedeceğim. Refil halde aldığım bu ilk farı seçerken baya zorlandım. Malum seçenekler çok fazla. Ama özellikle seçerken tek başına Kullanılacak bir renk seçmek istedim. O yüzden de ilk olarak sable rengini aldım. Tabi önce boş bir palet aldım ve içini istediğim renklerle zamanla doldurmayı planlıyorum. 
40 liradan satılan bu tek farın özelliği ışıltılı olması ama ışıltılarının göz yormaması, renge boyut katması. Günlük kullanıma uygun bir far. Içinde hafif somon pembe bulunduran Sütlü kahve diyeceğim bir renk. 
Yalnız farda beni şaşırtan yönü tozutma probleminin olması. Genelde the balm farlarını severek kullanırım ve tozutma problemlerini açıkçası uygun fiyatları yüzünden çok sorun etmezdim. Ama aynı şeyi mac farlarda yaşamak biraz farklı geldi. O yüzden bu farı kullanırken de yine önceliğiniz göz makyajını yapmak sonradan makyajınızın yapmak olmalı. Yalnız farımızın pigmentasyonu çok başarılı. Ayrıca gün içinde hiç uçmadı. Sürdüğüm gibi kaldı. Ben siyah göz kalemi ile kullandım ve akşam için kullanacaksam eyelinerın da çok yakışacağını düşündüm. Zaten mac mağazasında da siyah bir far ile gölge yaparsanız da güzel olur demişlerdi. 

Ayrıca alt kirpik diplerime de biraz uyguladım. Benim çok hoşuma gitti. Homojen Dağılabilen dalgalanma yapmayan bu fara ben sütlü kahve rengi mat bir far ile de kuyruk kısmına doğru gölge verdim. Bakalım 15 li far paletimi başka hangi farlar ile dolduracağım. Bu konu da öneriniz varsa duymayı çok isterim. Yazarsanız çok sevinirim. Sevgiler. 


8 Şubat 2015 Pazar

Pinkiesoftheday1yasinda çekilişi


iyi akşamlar hepinize...
Blogun birinci yılı geçti ve bunu kutlamak için yaptığım çekiliş dün gece bitti. Yaptığım kontroller sonunda 168 katılım olmuştur. Katılan herkese çok çok teşekkür ediyorum. Ve random.org sitesi yoluyla yaptığım çekilişin şanslısı Burçin Yıldırım. Bana 3 gün içinde ulaşman halinde hediyeni kargolayacağım. Umarım en yakın zamanda bilgilerinin olduğu maili alırım. Tebrik ediyorum. Katılan herkese de çok çok teşekkür ediyorum tekrardan. 


6 Şubat 2015 Cuma

Mac Soft Ochre Paint Pot

Günaydın hepinize, 
Güzel bir sabah güzel bir gün olsun. Bugun size yeni aldığım bir paint potu. Anlatacağım. Rengi soft ochre. Sanırım mac in Paintpot serisinin yani krem farlarının en açık rengi olsa gerek. Aslında kafamda painterly rengini almak vardı ama aydınlık bir görüntü istediğimi söyleyince direk soft ochre daha mantıklı geldi. Ben bir süredir tek başına da kullandım, farların altına da kullandım. Göz kapağımda birikme sorunu yapmadı. Ancak normalde de bu sorunu çok yaşamıyorum. Almadan önce mutlaka sürüp günün sonunu bekleyin bence. Açık tenlilere bu paint potu rahatlıkla öneririm. Sarı alttonlu olduğu için göz kapağınızdaki damarlı kısmını nötrleyip, göz pınarlarınıza aydınlatıcı uygulanınca çok şık duruyor. Ayrıca göz kaleminin rengini de daha ortaya çıkarıyor. Yapısı krem gibi dursa da pudramsı bir bitişi var. Krem gibi değil. Uygudıktan sonra krem gibi değil de toz far gibi görünüyor. Ancak kalıcılığı çok daha yüksek. Kapağını kapatarak kullanırsanız uzun süre gidecek bir ürün. Buğday tenlilere ve esmer olanlara bu renginin haricinde painterly olanı öneririm. O daha kapatıcı ancak açık tenli iseniz bu renge şans vermelisiniz. Fiyatı 65 Lira olup mac mağazaları ya da internet sitesinden alabilirsiniz. Ve gelelim gotoğraflara... 

Ayrıca daha önce yazısını yazdığım sedefli pembemsi yansımaları olan Bare Study paint pot ile yan yana da bu şekilde duruyor. 
Ikisini de ben çok sevdim. 



 

5 Şubat 2015 Perşembe

Guerlain Midnight Secret Recovery

Günaydın hepinize; 
Bugün sizlere bir nemlendirici krem/losyondan bahsedeceğim. Malesef Türkiye'de şu an Satışta olan bir ürün değil. Ben de bir arkadaşım sayesinde tanıştım. Nemlendirici losyon demek bence daha doğru olur çünkü yapısı kremden daha sıvı. Amacı adından da anlaşılacağı üzere gece Yarısı sonrası için kullanıma uygun. Cildi dinlendiriyor. Uykusuz geceler için birebir iyi gelen bir krem. 
Guerlain markasının ürünlerini oldum olası çok beğenirim. Özellikle allıkları bence şahaneler. Malesef fiyatları biraz yüksek bir marka. 
Bugün deneyimlerimi paylaşacağım bu ürün özellikle kısa uyumanız gereken günlerin kurtarıcısı. Gece yatarken temizlediğiniz cildinize bu üründen bir ya da iki pompa uygulamanız yeterli. Içinde belirgin ölçüde Gül var. Kokusunu hissediyorsunuz ancak bir süre sonra geçiyor. Sabah uyandığımda aydınlık ve nemlendirilmiş bir cilt vaad ediyor. Benim kullandığım günün sonrasında özellikle hafif ve yumuşacık bir hisle uyandım. Gece uyguladığımız kremlerin ertesi sabahında ciltte bıraktığı o yağlı his yoktu. 
Pompalı kutusu kullanışlı. 30 ml miktarı da baya uzun süre Kullanılacak miktarda. Keske fiyatı daha da uygun olsaymış demeden de edemedim. Sephora'da127 dolardan bahsediliyor. 

3 Şubat 2015 Salı

Superdefense SPF 20 Yaşlanma Karşıtı Göz Çevresi Bakım Kremi


Günaydın,
Bulutlu ama sakin bir günden günaydın hepinize. Bugün yaklaşık olarak bir buçuk aydır düzenli olarak kullandığım bir göz çevresi kreminden bahsedeceğim. 5 ml boyu olan bu kremi superdefense nemlendirici krem seti ile birlikte almıştım. Fotoğraflar malesef yüksek çözünürlükte değil. Bunun için lütfen kusura bakmayın, malesef kapalı havalarda fotoğraflar çok başarılı olmuyor.
Şu an 15 ml tam boyu kendi sitesinde 149 Lira gibi bir fiyata. ancak benim gibi denemek isterseniz kampanyaları ya da setleri tkip ederek çok daha uyguna satın alabilirsiniz. 

Kremin boyutu minik gibi görünse de yaklaşık olarak 2 ay yetecek ürün var. Düzenli kullanıma ve deneme için uygun bir miktar. Ayrıca nemlendirme özelliğinin yanı sıra spf 20 koruyucu faktörün olması bence çok güzel bir özellik. Malesef günümüzde yaşlanmayı tetikleyen en önemli unsur güneş ışınları. Sadece güneş koruyucu kullanmanız bile cildinizi korumak için büyük bir adım.
İnce uzun tüp şeklinde ağzı kullanım açısından çok pretik. Kıvamı yoğun bir krem. Gördüğünüz miktar bile iki gözünüze de yetebiliyor. Bazı zamanlar belki biraz daha fazla uygulama ihtiyacı duyduğum oldu. Göz altınıza her sabah uyguladığınızda tüm gün yeterli geliyor. Göz altlarımda morluk sorunu yaşamadığım için maalesef bu konu da yorum yapamıyorum. Renk vermiyor ve hızlıca emiliyor. Makyaj öncesinde rahatlıkla uygulanıyor. İçinde spf koruma faktörlü ürünleri gece pek kullanmayı sevmediğim için sadece sabahları uyguladım. Nem verme özelliği gerçekten başarılı, ancak yaşlanma karşıtı mı? O yönden bilemiyorum. 25-30 yaş arasına bence uygun bir krem. Daha genç iseniz yoğun gelecektir. Sonrası için ise göz çevrenizdeki kuruluğuna göre değişir. Ben bu ürün sonrasında kullanmak için merakıma yenilerek Kiehls Avakadolu göz kremini aldım. O yüzden tekrar almayacağım. Ancak o bittikten sonra karar vereceğim hangisine devam etmek istediğime...

Malum Kiehls mağazaları her yerde bulunmuyor. Clinique ürünlerinin ise daha ulaşılabilir olduğunu düşünüyorum. Benim görüşlerim bu şekilde...

Bu kremi kullanan var mı? Sizin görüşleriniz nasıl?

Tatilde Makyaj Çantam

Günaydın hepinize,
Nasılsınız? Umarım harikasınızdır. Ben 4 gece 5 gün için minik bir tatil yaptıktan sonra eve döndüm. Yanıma aldığım makyaj malzemelerini yerleştirirken, böyle bir post yapmak aklıma geldi.

Malumunuz havalar soğuk olunca, çantanızda kazaklar, pantolonlar derken herşeyi yerleştirmesi çok daha zor. Ben de mümkün olduğunca küçük şeyler aldım yanıma ki, taşıması kolay olsun.


Öncelik olarak bunlar dışında nemlendiricilerimi de yanıma aldığımı belirteyim. Bu çantam sadece makyaj malzemelerine ayrıldı. Bunun dışında bir göz ve yüz nemlendiricisi aldım. Allahtan makyaj temizleme için gerekli olacaklar arkadaşımın evinde vardı da bir de onları yanımda taşımadım.

Öncelik olarak en temel ürünleri yanıma aldım;
Ten makyajı için CC kremim, pudram ve far bazı aldım. Normalde far bazını çok kullanan biri değilim ama sabahtan çıkıp geç geleceğimizi tahmin ettiğim için makyaj tazelemek ile uğraşmak istemedim.

Yüz makyajı için;
Sleek bronzer block dörtlü bronzerımı ve mary lou aydınlatıcı mı yanıma aldım. Aslında mary lou'yu almama gerek yokmuş çünkü arkadaşım harika bir allık aydınlatıcı hediye etti ki onun yazısını ayrıca yazacağım, muhteşem bir ürün.

Gelelim göz makyajına;
Bu konuda çok düşündüm ve wet n wild comfortzone palet ile meet matte paleti yanıma aldım. Fotoğrafta gördüğünüz maybelline color tattoo on and on bronze krem farı da almıştım ama onu hiç kullanmadım. The balm put a lid on it far bazı yeterli oldu benim için. 

Wet n wild far paletinin renklerini kışa o kadar çok yakıştırıyorum ki, sürekli elim ona gidiyor. Meet matte far paletini yanıma almamda ki temel sebep gölge renkleri ve kaş doldurmak için gerekli renklere sahip olması. Bu iki far paletlerinin yazısını daha önceden yazmıştım. Okumak isterseniz arama kutucuğuna yazarak da bulabilirsiniz.

Son olarak fırçalar;
Real Techniques fırçalardan
Buffing Brush (cc krem için kullanıyorum)
Counter Brush (Allık, aydınlatıcı ve bronzer için kullanıyorum)
Açılı fırçasını da kaşlarımı doldurmak için kullanıyorum.

Eco Tools pudra fırçasını pudramı uygulamak için kullanıyorum.

Son olarak göz için the balm give crease a chance çift taraflı fırçasını yanıma aldım.

Benim tatil için yanımda aldıklarım bu şekilde.
Siz tatil zamanı neler alıyorsunuz yanınıza? Sizce abartmış mıyım? Yoksa tam kararında mı olmuş? 
Yorumlarınızı merakla bekliyorum.... Sevgiler..


1 Şubat 2015 Pazar

Mac Bare Study Paintpot


Gunaydın hepinize,
Şubat'ın ilk Gününe yeni bir yazı ile başlamak istedim. Mac'in krem farlarını biliyorsunuzdur. Bu yazı bu seri krem farlardan Bare Study isimli içinde pembelik barındıran sedefli krem rengi olanı.
Işıltılı ancak asla rahatsız etmiyor. Krem rengi görünse de içinde altın pembe ışıltıları ile belirgin bir satenimsi duruşu var. Kalıcılığı elbette göz kapağınızın yağlı olup olmamasına göre değişse de yaklaşık 4-5 saat diyebilirim. Sürdükten sonra pudramsı bir hissi var. Ben daha çok parmaklarımla uyguluyorum. Özellikle göz kapağınıza uygulayıp, crease bölgesine mat bir gölge rengi uyguladığınızda ışıltılar daha belirgin hale geliyor.
Tek başına rahatlıkla kullanılabilecek bir far. Ayrıca ışıltılı farlarınızın altına baz olarak uygulayarak farlarınızın daha uzun süre kalmasını sağlayabilirsiniz. Pigmentasyonu gayet başarılı ancak esmer tenli olanların belki biraz daha yoğun Uygulamaları gerekebilir. 
Mac mağazalarında ya da internet üzerinden online olarak satın alabilirsiniz.fiyatı 65 Lira. Gramajı 5gr ve uzun süre yetecek gibi. Kullanım sırasında kapağını kapatmayı ihmal etmezseniz uzun süre kurumadığını da söyleyebilirim son olarak duruşu ise bu şekilde. 
En Yaygın olarak kullanılan painterly paint pot olsa da bu rengine de şans verilmeli bence... Siz hangisini kullanmayı daha çok seviyorsunuz? Öneriniz varsa duymayı çok isterim. Sevgiler...